Eski devirde Paşa’nın biri dalkavuğunun zekâsını ve kudretini misâfirlerine göstermek için huzuruna çağırır, sonra da patlıcanı methetmeye başlar. Hiçbir sebzenin bu kadar çeşitli yemeği olmadığını, hepsinin ayrı lezzette bulunduğunu, her yemeğin kendisine göre olan güzelliğini birer birer sayarken, dalkavuk da aynen iştirak ile Paşa’yı teyit eder durur.

            Aradan bir çay faslı gelip geçtikten sonra Paşa, sözü yine yemekten açarak patlıcana getirir ve bu defâ patlıcanın şeklinin biçimsizliğinden, çekirdeğinden bahsedip, hatta “acı patlıcanı kırağı vurmayacağı” darb-ı meseleni öne sürerek:

— “Böyle bir söz hangi sebze için söylenmiştir? Doğrusu hiç hoşlandığım şey değildir!” diye patlıcanın aleyhinde söze devam etmeye başlar. Dalkavuk da:

— Doğrudur efendim, hakîkaten bir kere acısına tesâdüf ederseniz, ömrünüzde bir daha patlıcan yemezsiniz” gibi yâveler savurunca, Paşa birden kızıp:

— Yarım saat evvel patlıcanı methettim, iştirak ettiniz; şimdi beğenmediğimi söylüyorum, yine beni tasdik ediyorsunuz. Bu ne biçim mîzaçtır, nasıl bir karakterdir?” deyince, dalkavuk:

— Paşam! Ben zât-ı âlinizin dalkavuğuyum, patlıcanın değil!”

            Acaba günümüz çıkarcılık arenâsında da işler böyle mi yürüyor? Bu suâle hiç tereddüt etmeden evet cevabını verebiliriz; zîrâ en büyük becerileri dalkavukluk olan meslek erbâbının hâdiseler karşısında benzer bir tavır takınmaları ve övdüklerine yeri geldiğinde yerebilmeleri, yerdiklerini ise yine yeri geldiğinde övebilmeleri, esâsen ne övdüklerine ne de yerdiklerine gerçekte dalkavukluk yapmıyor olmalarıyla geçerlilik kazanabilmektedir.

            “Utanç” kelimesi dalkavukluk mesleğinin lügatinde bulunmaz. Çıkarcılık, her hâl û kârda utancın değil, pişkinliğin hükümfermâ olduğu bir sahadır.

Dalkavuğun her dâim özrünün kabahatinden büyük olmasına şaşırmamalı o halde... O, özrünü kabahatinden büyük kılabildiği sürece mesleğinin merdivenlerinde yükselebilir. Bu nedenle utançtan, kabahatlere mâzeret bulunamadığında değil, aksine işlenen kabahatlerin, daha büyük ölçüde kabahatler aracılığıyla işlendiği gösterilemediğinde söz edilebilir. Dalkavuğu her dönemde haklı çıkaran ve onu mesleğinde sürekli başarılı kılan şeye bir ad bulmak istendiğinde, lügatlerden utanç kelimesini bulup çıkarmak için boş yere çaba sarf edilmemelidir; zîrâ utanç kelimesi dalkavukluk mesleğinin lügatinde bulunmaz.

Selâm ve duâ ile...