1. Gülmede Aşırı Gitmemek

Ahlâki değerler toplumda oluşan, ortaklaşa kabul gören, his, fikir ve kuralların uygulama biçimlerini yansıtan paha biçilmez değerlerdir. Genellikle örf ve âdet, ahlak ve inançlara dayanır. Saygı, sevgi, hoşgörü, vefâ, dürüstlük, yardımseverlik, kardeşlik, dostluk, namus, sadakat, kadr ü kıymet bilme, dayanışma, vatanseverlik bilinen bâzı toplumsal değerlerdir. Kaybettiğimiz o kadar çok değerlerimiz var ki, bunları anlatmaya sayfalar kâfi gelmez. Toplumları ayakta tutan inançları, ahlâki ve kültürel değerleridir.

Anadolu toplumu olarak bizim, kültürel ve ahlâki o kadar çok değerlerimiz var ki; bunların bir çoğunu zaman içinde kaybettik ya da kaybediyoruz. Günümüzde yaşam kalitesi arttıkça duyarlılıkta azalmaktadır. Maddi değerler peşinde koşarken, o kadar çok mânevi değerlerimizi kaybediyoruz ki, farkında bile değiliz. 

Sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz salgın sürecinde Diyanet İlmi dergide Sayın Hüseyin VURUŞKAN’nın kaleme aldığı “HADİSLERLE VAKAR KAVRAMI” başlıklı yazıda yer alan, ziyâdesiyle istifâde ettiğim ahlâki değerlerin bir kısmını dizi yazısı şeklinde sizlerle paylaşmayı ve bu değerlere ne kadar da muhtaç olduğumuzu ifâdeye çalışacağız. 

Hz. Âişe şöyle demiştir: “Allah Resûlü’nün küçük dili görünecek şekilde kahkahayla güldüğünü hiç görmedim. O, sadece tebessüm ederdi.” (61)

Vakarın en önemli göstergelerinden biri gülerken ölçülü davranmaktır. Çünkü çok gülmek veya kahkaha ile gülmek vakarı yok eden başlıca hususlardan biridir. Bundan dolayı gülerken aşırı gitmemek çok önemlidir. Nitekim birçok İslâm ulemâsı çok gülmenin insanın şahsiyet ve vakarını zedelediğini ifade ederek meselenin önemine dikkat çekmişlerdir. Mesela Nevevî Riyâzü’ssâlihîn adlı eserinde yukarıda zikredilen hadisi “vakar ve sekinet” başlığı altında zikrederek söz konusu hususa işaret etmiştir.

İnsanın sevindirici ve hoşa giden bir durum karşısında gülmesi tabiî bir hâldir. Gülme konusunda Kur’ânı Kerîm ve yukarıda geçen Hz. Âişe hadisi başta olmak üzere birçok hadiste geçen olumlu ifâdeler bu hususa işâret etmektedir. Ancak söz konusu tabiî karakteri korumanın yolu gülmede ölçülü davranmaya diğer bir ifâdeyle çok veya kahkaha ile gülmemeye bağlıdır. Allah Resûlü (s.a.s.) “Çok gülmeyin. Çünkü çok gülmek kalbi öldürür.”(66) buyurarak hem gülmede ölçülü olmanın önemini hem de bu konuda ölçüyü kaçırmanın mânevî hayatın merkezi olan kalp için ne denli zararlı bir etkiye sebep olduğunu net bir şekilde ifâde etmiştir. 

Gülmede ölçülü olmak güler yüzlü olmaya engel değildir. Nitekim dâima mütebessim bir çehreye sahip olan(67) ve kişinin mü’min kardeşine tebessümünü bile sadaka olarak değerlendiren(68) Hz. Peygamber (s.a.s.) gülme konusunda son derece hassas davranmıştır. Yukarıdaki hadiste Hz. Âişe’nin belirttiği üzere Hz. Peygamber’in gülmesi çoğunlukla tebessüm şeklinde olmuştur. Bununla birlikte Hz. Peygamber (s.a.s.) bâzen çok hoşuna giden durumlar karşısında azı dişleri görünecek kadar gülse de(69) yine de hiç bir zaman ölçüyü kaybetmemiştir. Dolayısıyla bu ifâde edilen hususlar açıkça göstermektedir ki mü’min güler yüzlü olmalı, bununla birlikte gülmede aşırılıktan kaçınmalıdır.

Gayret bizden tevfik ve hidâyet âlemlerin Rabbi olan yüce Mevlâ’dandır. Rabbim yüzünüzden tebessümü eksik etmesin. Selâm ve duâ ile… (Kaynak: https://dosya.diyanet.gov.tr/flip/index.php?YIL=2020&TR=2&DERGI=ilmi_temmuz_agustos_eylul_2020.pdf)