İnsan emânetçidir. Hayat insana emânettir, beden insana emânettir, nefes insana emânettir, aldığımız nefes insana emânettir. İnsan bu emâneti verenin merhametini ancak emânet olduğunu bilirse hissedebilir. Emânet olduğunu bilmediği anda hissedemezsin. Rabbimiz “Mâliki yevmiddin” âyetinde bize neyi öğretiyor? Emânetçi olduğumuzu. “Mâliki yevmiddin” bir tek mâlik var ondan başka mâlik yoktur. Vatandaş arapça yazmış binânın üzerine “el-Mülkü Lillâh” “Mülk Allah’ındır”. Altına da“sahibinden satılıktır.” Bâri oraya yazma değil mi?

Öğrencinin biri aldığı kitaplara hep bu kitap ……ındır. İşte şu tarihte aldım diye yazar. Bir gün hocası görür ve der ki:

▬ “Bu kitap senin mi evlâdım?” Öğrenci:

▬ “Benim Efendim!” der. Hoca:

▬ “İyi o zaman” der. Sonra kendi kitabını verir bundan oku diye. Öğrenci kitabın baş sayfasını açar. Hocada aldığı kitaplara ismini hep yazıyordur. Bunu bilen öğrenci kapağı kaldırır kapakta:

▬ “Sahibuhul mecâzi” yazmaktadır. Neymiş? “Mecâzi sahibi ….” Hakiki sahibi ben değilim. Yanında çocuğu olan eskilere;

▬ “Abi, çocuk senin mi?” diye sorulduğunda ne denilirdi?

▬ “Emânet, bana emânet” derlerdi.

İnsanlık olarak bir sahiplenme hastalığımız var. Her şeyi sahipleniyoruz her şeyi. Beden benim bedenim, evlât benim evlâdım, mal benim malım, hayat benim hayatım, ev benim evim, araba benim? Yapmayın. Biz kimiz değil mi? Her gün okuduğumuz Fâtiha Sûresinde Allah bize edep öğretiyor. “Mâliki yevmiddin” Allah din gününün, hesap gününün sahibidir. Borç ödeme gününün sahibidir. Sen borçlusun ya! Sen bir şey değilsin! Senin olan bir şey yok. Senin varlığın bile bu dünyaya emanettir, senin varlığın bile bu dünyaya bir emânet. Dünya sana emânet, sen dünyaya emânetsin.

İnsan bu Dünya’da hem emânetçi, hem de yolcudur! Bahânesi ne olursa olsun…

Hem yaşadıklarından hem de yaşattıklarından sorumludur!..

İnsan hırslarını bir yana bırakıp anlamalı ki, toprağa sahip olunmaz… Günün birinde, ancak toprak insana sahip olur!

Bazen hayat; yolunun ne kadar doğru olduğunu göstermek için sana, yolundan çıkmış insanlarla karşılaştırır seni…

Nasıl bir insan olduğunu gör diye kesiştirir yollarını…

Aldığın terbiyenin, savunduğun değerlerin ve sahip olduğun kişiliğin kıymetini bil diye, insanlığına, kulluğuna sırtını dönmüşlerle sayısız kere imtihan eder seni…

Allah bize “maliki yevmiddin”le emânetçi olduğumuzu hatırlatıyor. Emânetçi olduğunu bilmeyen bir insanın gönül kapıları açılmaz. Vücudunun emânet olduğunu, aldığı nefesin emânet olduğunu bilmeyen bir insanın kalp kapıları açılmıyor. Ne namaz ne Kur’ân oraya inmiyor. İnmesi için bu kapıları açmamız gerekiyor. O şifreleri çözmemiz gerekiyor.

Selâm ve duâ ile…