OSMANİYE (AA) - GÜLSEM ADAM - Vatani görevi sırasında meydana gelen 6 Şubat'taki depremde ailesi ve akrabalarının yaşadığı 10 katlı binanın yıkılması sonucu anne, babası, kız kardeşi ve akrabalarının çoğunu kaybeden Can Yağlıcı, anneannesiyle hayata tutunmaya çalışıyor.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde vatani görev için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) bulunan Yağlıcı, Osmaniye'de yaşayan ailesine bir türlü ulaşamadı.

Komutanlarının da desteğiyle AFAD yardım uçağıyla hemen Osmaniye'ye gelen Yağlıcı, ekiplerin yardımıyla tamamı çöken 10 katlı Bilge Apartmanı'nda anne, baba ve kız kardeşinin birbirine sarılı cansız bedenleri ile aynı apartmanda yaşayan 10 akrabasının cenazelerine ulaştı.

Anneannesiyle hayata tutunmaya çalışan Yağlıcı, apartmanın inşasında sorumlu olanların cezalandırılmasını istiyor.

- "Babamdan geriye tek hatıra yüzüğü kaldı"

Malatya'da yaralı bulunan şahin koruma altına alındı Malatya'da yaralı bulunan şahin koruma altına alındı

Can Yağlıcı, AA muhabirine, çok zor günler geçirdiğini anlattı.

Acısının çok büyük olduğunu aktaran Yağlıcı, şöyle devam etti:

"7 Şubat'ta Osmaniye'de olabildim. Evimizin olduğu yere geldim ama bina yerinde yoktu, enkaz çalışmaları devam ediyordu. AFAD görevlilerine binanın krokisini verdim, termal kameralarla baktılar ve oturma odasında üç kişinin birbirlerine sarılmış bir şekilde cenazelerine ulaşıldı. Ben ailemi bu şekilde enkazdan çıkardım. Annem, babam ve kız kardeşim olmak üzere 13 cenazem var o binada. Çok zor bir süreçti, zorlu bir imtihan. Enkazda babamın yüzüğünü buldum, babamdan geriye tek hatıra yüzüğü kaldı. Annemin güler yüzü, kız kardeşimin masumiyeti bana kalan tek yadigar. Şu an belki dik durabiliyorum belki konuşabiliyorum ama içimde kopan fırtınaları kimse bilemez."

Yağlıcı,, bu zorlu süreçte Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz'ın çok desteğini gördüğünü söyledi.

Anneanne Müzeyyen Çoğal ise depremde kaybettiği kızı, torunu ve damadının acılarının ilk günkü gibi taze olduğunu söyledi.

Kızının kendisine çok düşkün olduğunu anlatan Çoğal, "Kızım her şeyimdi, elim ayağımdı. 'Bana bir şey olursa yavrum dayanamaz' derdim. Nereden bileyim benden önce gideceğini, mekanları cennet olsun, nur içinde yatsınlar. Geriye bir torunum kaldı, her gün ona bir şey olmaması için dua ediyorum." diye konuştu.