Gelmeyene nasip eyle Allah’ım.
Nurlu Medîne’ye geldim, kavuştum;
Gelmeyene nasip eyle Allah’ım.
Rasûlullah bir gün böyle buyurdu:
“Uhud bizi sever, biz de Uhud’u.”
Bura gül bahçesi, şehitler yurdu...
Gelmeyene nasip eyle Allah’ım.
Takvâyla kurulan Kubâ Mescidi,
Hicret günlerinin canlı şahidi.
Hacılar toplanmış, söyler tevhîdi,
Gelmeyene nasip eyle Allah’ım.
Cennetü’l-Bakî’ye edeble girdim,
Mü’minler yurduna selâmlar verdim.
Ashâb-ı kirâmı hayâlde gördüm,
Gelmeyene nasip eyle Allah’ım.
Uhud’da Hamza’yı, Mus’ab’ı andım,
Şehitler meydana toplandı sandım.
O günü yâd ettim, hasretle yandım...
Gelmeyene nasip eyle Allah’ım.
Bahçede salınır hurma dalları,
Misk-i amber kokar Ravza yolları.
Saf saf gördüm mutlu mü’min kulları,
Gelmeyene nasip eyle Allah’ım.
Kul Hakkı’yım, sevgi çağlar özümde,
Adını söylerim her dem sözümde.
Vuslatın meltemi eser yüzümde,
Gelmeyene nasip eyle Allah’ım.