MUHARREM AYI RAHMET VE BEREKET GETİRSİN

Hicri, 1 Muharrem 1443 / Miladi, 09 Ağustos 2021 Pazartesi günü, hicri yılbaşıdır. İslâm âlemi olarak 09 Kasım 2021 Pazartesi günü Sevgili Peygamberimizin (sas)’in Mekke’den Medine’ye hicretinin 1443. yılını ve Muharrem ayının ilk gününü idrak etmiş olacağız. Müslümanlar için bir dönüm noktası olan hicret, tarihte yeni bir sayfa açmıştır. Hz. Ömer’in Halifeliği döneminde hicretin gerçekleştiği gün, Hz. Ali’nin teklifiyle hicrî takvimin başlangıcı sayılmıştır. Hicrî 1443. yılın tüm insanlığa refah, huzur ve esenlik getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz eder, Hicrî yeni yılınızı en kalbi dileklerimle kutlarım.

Hicret İslâm âlemi için önemlidir!

İslâm ve dünya tarihinin en önemli hâdiselerinden biri hicret hâdisesidir. Hicret hâdisesini iyi kavrayabilmek için öncesinde yaşananları bilmek gerekir. Mekke’de neler olmuştu ki, Peygamberimiz (s.a.v) Mekke’den Medine’ye hicret etmek zorunda kalmıştı? Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e peygamberlik görevi 610 tarihinde verildi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) insanları İslâm’a dâvete başladı. Her yeni sabahta gönüller Kur’ân-ı Kerim ile aydınlanıyor ve Müslümanların sayıları çoğalıyordu. Müslümanların sayılarının çoğalması, küfrün karanlığında kalpleri kararmış olan müşrikleri çıldırtıyordu. Bu çıldırış müşrikleri zulüm yapmaya yöneltti. Müslümanlara karşı akla hayale gelmeyecek işkence ve baskılar yapmaya başladılar.

Basit bir göç olayı değildir!

İslâm tarihinin en önemli hâdiselerinden biri olan hicret basit bir göç olayı değildir. Hicretin gerçekleşmesiyle İslâmiyet Mekke dışına taşınmıştır. İslâmiyet dalga dalga Medine’den yayılmış ve dünyadaki bütün kararmış kalpler İslâm nuru ile aydınlanmaya başlamıştır. Hicret, Allah rızası için; anadan, babadan, evlattan, yardan, diyârdan, maldan, mülkten hatta candan vazgeçmenin ibretli ve meşakkatli bir öyküsü; Yüce dinimizin rahmet yüklü mesajlarını bütün insanlığa ulaştırmak için çıkılan kutlu yolculuğun adıdır.

            Hepimiz Rabbimize hicret etmekteyiz!

Hicret, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, dostluk ve kardeşliğin ifâdesidir. Kardeşine kucak açarak onunla evini, iş yerini, yiyeceğini ve varlığını paylaşmanın; kardeşini himâye etme ve sahiplenmenin adıdır. Hicret, asla maddi zorluklar ve zorlamalar karşısında bir kaçış değil; aksine İslâm’ı öğrenmek, öğretmek, yaşamak ve yaşatmak için yeni imkân ve zemin arayışıdır. Ve esâsen bir anlamda Hicret, “Medeniyete Göç Etmektir.” Bugün bizim için de bir hicret söz konusudur. Fakat bu hicret sadece göç edecek yer ve yurt aramak değil; her durumda daha iyinin, daha güzelin peşinde koşmak, İslâm’ı daha bir samimiyet içinde yaşamaya çalışmaktır. Hicret işte bu yolculuğun adıdır. Hz. İbrahim’in (as) dediği gibi, hepimiz Rabbimize hicret etmekteyiz. Geçici olan bu dünyadan, ebedi olan gerçek âleme doğru göç etmekteyiz. Buradaki hicret, Sevgili Peygamberimizin bir hadislerinde buyurduğu gibi, Allah’ın yasaklarını terk etmektir.

            Hicret dünyadaki bütün mazlumlara sahip çıkmaktır.

Bugün Hicri yılbaşını kutlarken dünyadaki zulüm, işkence ve haksızlıklara karşı İslâm birliğine ne kadar muhtaç olduğumuzu bir kez yine görmüş bulunmaktayız. Muharrem Ayı ve Kerbelâ hâdisesine gelince; Hz. Hüseyin’in de aralarında bulunduğu 70 kişinin Kerbelâ’ da şehit edilmesi ile alakalı bu talihsiz hâdise, özellikle milletimiz başta olmak üzere mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun, bütün Müslümanların asırlardır dinmeyen ortak acısı olmuştur. Kısaca hicret Müslümanlar için bir milattır ve Hicret Müslümanların asırlardır dinmeyen ortak acısıdır.

            Bugün ayrı bir önem taşımaktadır!

Muharrem ayı ve bu ayın 10. Günü olan Aşure, tarih boyunca Müslüman toplumlar açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Muharrem ayı, aynı zamanda Hz. Peygamber’in torunu Hz. Hüseyin’in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu 70’den fazla insanın siyâsi ihtiraslar uğruna Kerbelâ’ da şehit edilmesi nedeniyle Müslümanların ortak hafızasında büyük bir acının tarihidir. Bu talihsiz hadise özellikle milletimiz başta olmak üzere mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun, bütün Müslümanların asırlardır dinmeyen ortak acısı olmuştur. Kerbelâ’da acımasızca şehit edilen Hz. Hüseyin ve arkadaşları, bu hâdisedeki asil duruşu ve haksızlıkla karşısındaki onurlu mücadelesiyle bütün mü’minlerin gönüllerinde taht kurmuş, ona ve yakınlarına bu zulmü revâ görenler ise insanlığın ortak vicdanında mahkûm edilmiştir.

            Olanlarda ders çıkarmalıyız!

Günümüzde bütün Müslümanlara düşen önemli görevlerden biri, bu tür müessif olaylardan ibret almak, dersler çıkarmak ve birlik ve berâberliğimizi zedeleyecek her türlü olumsuz tutum ve davranışlardan kaçınmaktır. Bu vesile ile; Hicri yeni yılınızı bütün Rûh-u Cân’la tebrik ediyor, günahlardan hicrete vesile olmasına, yaşanabilecek tüm acıların bertaraf olmasına, Müslüman toplumumuz için rahmet ve berekete vesile olmasına, ağız tadıyla Muharrem ve Aşurayı idrâke nâil olmaya Rabbimizin bizleri muktedir kılmasını niyâz ediyor, sağlık ve esenlikler diliyorum.

Selâm ve duâ ile…