İSTANBUL (AA) - Uğur Okulları PDR ve AR-GE'den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin, davranışların 21 günde alışkanlığa dönüştüğünü belirterek, “Hayatın tüm süreçlerinde olduğu gibi uzaktan eğitimde de başarılı olmak isteyen bir çocuk, bunu eyleme geçirmeli daha çok çalışmalı. Bu ilk etapta hiç kolay olmasa da 21 günün sonunda alışkanlığa dönüşeceği için çocuğa kolay gelecektir.” ifadelerini kullandı.

Uğur Okulları’ndan yapılan açıklamaya göre, teknoloji ile iç içe büyüyen yeni nesil, geçtiğimiz yıldan bu yana dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi nedeniyle eğitim öğretime de online olarak devam etti.

Yeni eğitim öğretim yılı pazartesi günü uzaktan eğimle başladı. Yüz yüze eğitimler ise koronavirüs salgınının seyrine göre, 21 Eylül'de başlayacak. Uzaktan eğitim sürecine, ergenlik grubundaki çocuklar daha kolay uyum sağlarken, ebeveynler küçük yaş gruplarında motivasyonu sağlamak konusunda problemler yaşadı.

Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala, Milli Eğitim Bakanlığı virüsün yayılma durumuna göre uzaktan eğitimi de gündemine almış durumda. Bu noktada yeni dönemde, çocukların online eğitim konusunda motivasyonunu yüksek tutmak adına ebeveynlere büyük görev düşüyor.

- “Hedef yoksa motivasyon yoktur”


Açıklamada görüşlerine yer verilen Uğur Okulları PDR ve AR-GE'den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin, ebeveynler ve çocukların mutlaka aralarına belli sınırlar koyması gerektiğine dikkat çekti.

Sezgin, evin özel yaşam merkezi, okul ya da iş yerinin ise kamusal yaşam merkezi olduğunu belirterek, “Mart ayından bu yana içinde bulunduğumuz süreçte iki yaşam merkezi aynı ortama taşındı. Bu nedenle okuldaki kurallar evde de olmalı. Kurallar mutlaka çocukla birlikte belirlenmeli, bu ortaklık çocuğun kuralları içselleştirmesine yardımcı olur. İkincisi ebeveynler kural koyma noktasına tutarlı olmalı ve kuralların uygulanması konusunda süreklilik sağlanmalı. Pazartesi uygulanan bir kural cuma günü bozulmamalı.” değerlendirmesinde bulundu.

Teknolojiyi doğru kullanma ve başarılı bir ‘canlı ders’ deneyimi için gerekli ilk unsurun, öz düzenleme becerilerini geliştirmek olduğunu altını çizen Sezgin, “Çocuğun bir gününü planlayıp, o günü yaşayıp, günün sonunda değerlendirmesine ve ertesi gün için kendisine hedef koymasına, kendi sorumluluklarını yerine getirmesine, bununla ilgili kendine motivasyon oluşturmasına öz düzenleme denir. Küçük yaş gruplarında aileler bu desteği sağlarsa hem çocuğa sorumluluk vermiş olur hem de hedef göstermiş olur.” ifadelerini kullandı.

Sezgin, bir insanı motive eden en önemli unsurun hedef göstermek olduğuna işaret ederek, “Hedef yoksa motivasyon yoktur. Ancak çocukları en çok, kısa süreli hedefler harekete geçirir. Örnek verecek olursak; matematikten 25 puan alan bir çocuğa 60 hedefi koymak korkutur ama 35 hedeflendiğinde iş kolaylaşır. Çünkü çocuk hedefe ulaştıkça içsel motivasyonu artar.” yorumunda bulundu.


- 21 günde alışkanlık haline gelir


Davranışların 21 günde alışkanlığa dönüştüğünü belirten Barış Sezgin, “Hayatın tüm süreçlerinde olduğu gibi uzaktan eğitimde de başarılı olmak isteyen bir çocuk, bunu eyleme geçirmeli daha çok çalışmalı. Bu ilk etapta hiç kolay olmasa da 21 günün sonunda alışkanlığa dönüşeceği için çocuğa kolay gelecektir.” açıklamasını yaptı.

Sezgin, ailelerin çocuğa destek olmak adına dikkat çeldiricileri de çalışma ortamından uzak tutması gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Ortam ne kadar sade olursa ders o kadar verimli geçer. Tıpkı sınıf ortamında olduğu gibi ses ve ışık rahatsız edici olmamalı, mümkünse pencere kenarında ders yapılmamalı. Çocuklar uzaktan eğitim molalarında ekran başından kalkarak fiziksel aktiviteler içeren oyunlar oynamalı. Öte yandan online eğitimde motivasyonun sağlanması anlamında öğretmenlere de büyük görev düşüyor. 6 yaşında bir çocuğun dikkatinin dağılması çok olağandır, öğretmenler çocuğu aktif tutmalı, öğrettikleri konuyu oyunlaştırmalı. Çocukların merak duygunu uyandıracak sorular sormalı. Çünkü küçük yaş grubu merak ederse öğrenir.

Çocukların en ciddi işi oyundur. Çocukların meslekleri oyunculuktur. Oyun için uygun ortamlar oluşturmalı. Ebeveynler çocuklarının oyun ihtiyaçlarını karşılamalı ve birlikte oyunlar oynamalı. 4-7 yaş arasındaki bir çocuk 45 dakikadan fazla ekran karşısında kalmamalı. 7-12 yaş arası için bu süre 1 saattir. Ancak ekran süreleri konusunda asıl belirleyici olan içerik olmalı. İlkokul çağındaki bir çocuk bilgisayarı bilgilenme amaçlı kullanıyorsa zaman sınırı olmamalı ancak çocuk bilgisayarda oyun oynuyor ya da youtuber’ları takip ediyorsa içerikler mutlaka ailelerin gözetimi altında olmalı.”