İSTANBUL (AA) - Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çevre Sağlığı Programı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, hava kirliliğini bireysel olarak azaltacak önlemleri paylaştı.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, kalitesiz yakıt kullanımı, endüstriyel faaliyetler ve enerji üretiminin hava kirliliğine yol açtığını ancak temel sebebin bilinçsizlik olduğunu belirten uzmanlar, yaşamsal ihtiyaçların neredeyse tamamının doğrudan ya da dolaylı olarak kirlilikte önemli rol oynadığını vurguluyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çevre Sağlığı Programı Dr. Öğr. Üyesi Adiller, kirliliğin nedeninin sadece kalitesiz yakıt, soba, kombi bacalarından ya da araçların egzozlarından çıkan gazlarla sınırlı olmadığını belirterek, tüketilen her "kw" elektriğin hava kirliliğine neden olduğunu kaydetti.

Otomobil kullanımı gibi zaruri olmayan ihtiyaçlardan tasarruf etmenin çevresel kirliliğini azalttığını vurgulayan Adiller, "Sanayi devrimi öncesinde kısıtlı faaliyetler sonucunda oluşan hava kirliliğinin günümüzde pek çok nedeni bulunuyor. Kalitesiz yakıt kullanımı, endüstriyel üretim faaliyetlerinde kullanılan araçlar, enerji üretimi gibi pek çok farklı neden hava kirliliğine yol açsa da aslında bunların arkasında yatan temel sebep gerçekleştirdiğimiz pek çok faaliyette bilinçsiz olmamızdır." ifadesini kullandı.

Adiller, günümüzde dünya nüfusu, kitlesel savaşların son bulması, sağlık alanında gerçekleştirilen başarılı buluşlar gibi pek çok faktör sonucu hava kirliliğinin her zamankinden çok daha hızlı arttığını belirterek, şunları kaydetti:

"Bunun yanında değişen tüketim alışkanlıklarıyla beraber her bireyin tükettiği madde miktarı da artıyor. Günümüzde, bundan 50 yıl önce olmayan pek çok eşya vazgeçilmezlerimiz arasında yer alıyor ve bu eşyanın üretimi için harcanan enerji, ham maddeler ve süreçler pek çok kirlilik türüne sebep oluyor. Bunlardan biri de doğal olarak hava kirliliği... Bu noktada alınabilecek önlemler tabii ki mevcut. Bu önlemlerin bir kısmı da yaygın olarak alınıyor. Ancak burada maalesef tam başarıya ulaşmış değiliz. Üretim konusunda daha fazla kar elde etmek için dünyanın farklı yerlerinde çoğu şirket çevresel çıkarları ikinci plana atıyor. Çevresel önlemler, genel olarak sadece gider kalemi olarak görüldüğü için de mümkün olduğu sürece şirketler sorumluluklarını yerine getirmiyor."

- "Hava kirliliği kış aylarında daha yüksek seviyelere çıkabiliyor"

Ahmet Adiller, yaşamsal ihtiyaçların neredeyse tamamının da doğrudan ve dolaylı olarak çevresel kirliliğe sebep olduğunu aktararak, "Isınma amaçlı yakılan yakıtlar bunların belki de en temel ihtiyaçlar içerisinde yer alan kısmı. Pek çok insan, soğuyan havanın etkisiyle evlerinde ısınmak için farklı yakıtlar kullanıyor. Bu yakıtların büyük bir kısmı, özellikle kömür ciddi hava kirliliği oluşturuyor. Özellikle büyük şehirlerde daha az hava kirliliğine sebep olan doğal gaz kullanımının yaygınlaşması bunu bir nebze azaltsa da artan nüfusun günümüzde bu farkı kapattığını söyleyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

Özellikle maddi kaygılardan dolayı kalitesiz yakıt tüketmenin; hem bunu kullanan kişinin ve aile bireylerinin sağlığını hem de toplumsal sağlığı risk altına aldığını belirten Adiller, şu ifadeleri kullandı:

"Hava kirliliği kış aylarında daha yüksek seviyelere çıkabiliyor. Bunun bir sebebi kış aylarında ısınma ihtiyacının ortaya çıkmasıyla beraber soba ya da kombi bacalarından atılan kirletici gazlardır. Bir diğer sebebi ise soğuk havanın daha fazla kirletici taşıma kapasitesine sahip olması. Özellikle soğuk ve kuru hava, sıcak ve nemli havayla karşılaştırıldığında daha fazla kirletici içerebiliyor. Havanın kirleticiler açısından hassas olabileceği bu dönemde kullanılan yakıt miktarının azaltılması, hava kirliliği artışının önüne geçebilecek bir önlem sayılabilir. Bu noktada üretilen çeşitli yalıtım çözümleri kullanılabilir. Bu yalıtım çözümleriyle iç ortamda sıcaklığın korunması sağlanabilir ve bu sayede daha az yakıt harcanarak hava kirliliğine daha az katkı yapılabilir."

- "Kömür gibi katı yakıtlar kullananlar özellikle dikkatli olmalı"

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çevre Sağlığı Programı Dr. Öğr. Üyesi Adiller, ısınma konusunda kullanılan yakıtın miktarı kadar kalitesinin de önemli bir diğer etken olduğunu, bu noktada kömür gibi katı yakıtlar kullanan kişilerin özellikle dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

Düşük kaliteli yakıtlar tüketilmesinin, yüksek kükürt ve nem içeriği gibi özelliklerinden dolayı hem havayı daha çok kirletebildiğini hem de bacaların temizliğinin düzenli olarak yapılmamasıyla birlikte soba zehirlenmesi riskini artırarak yaşamları tehdit ettiğini aktaran Adiller, "Kışın soğuk havadan dolayı iç ortamın yeterli oranda havalandırılmaması da sağlık açısından önemli risk oluşturan diğer bir nokta. Yaz aylarında daha sık havalandırılan iç ortamlar, kış aylarında haklı sayılabilecek sebeplerden dolayı çok daha az havalandırılıyor ve iç ortamda, özellikle katı yakıtların kullanıldığı ortamlarda kirletici miktarları daha yüksek seviyelere çıkabiliyor. Bu noktada genel olarak kaliteli yakıt kullanmak, kombilerin bakımını ve özellikle soba bacalarının temizliğini yapmak kış aylarında çevresel hava kirliliğinin azaltılması açısından büyük önem arz ediyor. Bunun dışında iç ortamın havalandırılması da hanede yaşayanların sağlığı açısından diğer bir önemli tavsiye sayılabilir." ifadelerini kullandı.

Adiller, bireysel olarak pek çok insanın çevresel konularda tam bilinçli hareket etmediğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Belirli noktalarda zaruri olan ihtiyaçlarımız dışında genel ifadeyle tasarruf etmek, aslında en çevresel yaklaşımlardan biri olabilir. Isınma gibi zorunlu sayılabilecek durumların yanında kış aylarında soğuk ve yağışlı hava gibi kişisel konforu bozabilecek şartlardan kaçınmak için kişilerin bireysel araçlarını daha fazla kullanması durumu da egzozdan yayılan kirleticilerin miktarının artmasına yol açan bir diğer unsur. Bireysel olarak araba kullanmak yerine toplu taşıma tercih etmek, fazladan yanan ışığı söndürmek, enerji dostu elektrikli ürünler satın almak, günümüzdeki tüketim çılgınlığına kendini kaptırmadan işlevini sürdüren eşyaları kullanmaya devam etmek, kısacası herhangi bir konuda israftan kaçınmak aslında en çevreci yaklaşımlardandır.

Zaruri ihtiyaçlarımız dışında tükettiğimiz her türlü maddenin ya da kullandığımız eşyanın üretim süreçlerinde açığa çıkardıkları atıklardan dolayı havaya ve tüm çevresel unsurlara etkisi bulunuyor. Tek bir kişinin yarattığı etki dünya üzerinde yaşayan 8 milyara yakın insan olduğu düşünüldüğünde çok az gibi görünebilir. Ancak kitlelerin bireysel bakış açılarının değişmesi küresel olarak dünyanın gelecek nesillere daha iyi şartlarda bırakılmasına yardım edebilir."