“Akıllı insanlar kendi tecrübelerinden, daha akıllı insanlar başkalarının da tecrübelerinden yararlanır.”

Meslektaşım yazar, siyasetçi sivil toplumcu ve belediye meclis üyesi Gazi Dede’lerin ev sahipliğinde, yurtdışında ve yurt içinde farklı şehirlerde yaşayan 20-25 kadar Elbistanlı hemşehrimiz ile 17 Ağustos 2021 tarihinde bir araya geldik doğal olarak gündemimiz ve konumuz Elbistan idi. Her şey konuşularak hallolur sözünden hareketle toplantıya katılan birbirinden değerli katılımcılar ile Elbistan’ın sorunları ve çözüm önerileri üzerinde konuştuk. Tabii soruna çözüm bulmak veya sorunların farkında olmak büyük bir erdemliliktir.

Peki, sorun ne demek, çözüm ne demek kısaca bir göz atalım.

Sorun;

Yaşantımızda bizi rahatsız eden ve çözülünce mutlu olmamızı sağlayan bir süreçtir.

Çözüm;

Bir problemin ihtiyaca cevap verebilecek bir şekilde analiz edilmesidir.

Farklı siyasi görüşlere sahip kişilerin bulunduğu sohbet ortamında siyasetin S ' si konuşulmadı. Ortak paydamız Elbistan idi. Her ilin, her ilçenin farklı nedenlere bağlı sorunları ve sorun alanları olduğu gibi Elbistan’ın da kendine özgü sorunları vardı. Peki, toplantıda öne çıkan başlıklar nelerdi.

1-Göç;

Ekonomik ve sosyal nedenler ya da bir zorunluluk nedeniyle bireylerin yaşam alanlarını terk ederek, başka bir yere yerleşmeleridir. Bu kapsamda bazen kırsaldan kente, bazen kentten kente bazen de ülkeden ülkeye göç edilebilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre Elbistan’ın nüfusu, bir önceki yıllara göre düşüş göstererek göç alan değil göç veren bir ilçe oldu.

2-Çarpık Kentleşme;

Ağırlıklı olarak göç ve aşırı nüfus artışı gibi nedenlere bağlı olarak gelecekteki ihtiyaçları karşılaması bakımından yetersiz, plansız ve projesiz bir şekilde büyüyen ve özellikle 1990'lı yıllardan itibaren kırsaldan ciddi şekilde göç alan Elbistan’da temel ihtiyaçlar göz ardı edilmiş, kent kimliğini yansıtan yapı, meydan ve park düzenlemeleri ihmal edilmiş ve çoğu zaman, tarihi ve çevresel doku tahrip edilmiştir. Türkiye’nin pek çok ilçesinde olduğu gibi şehrimizde de örnekleri bulunan çarpık kentleşme kirlilik, alt yapı sorunları, trafik, ulaşım sorunları pek çok sorunun kaynağını oluşturmaktadır.

3-Hava Kirliliği;

Özellikle bölgemizde bulunan termik santrallerinden kaynaklı fosil yakıtların atmosferde çeşitli gazlar, duman, toz gibi kirletici unsurların, tüm canlılara, cansız ortam ve cisimlere zarar vererek, hava kirliliğine neden olduğu gibi kalorifer yakıtı olarak kullanılan kalorisi ve kalitesi düşük fosil yakıtlarda hava kirliliğinin başlıca sebeplerinden biri idi. Doğalgazın şehrimize gelmesi ile birlikte hava kirliliğinde önceki yıllara göre gözle görülür bir şekilde düşüş kaydedilmiştir.

4-Geçmişe Özlem;

İnsan insanı özler. İnsan doğup büyüdüğü şehri özler. İnsan çocukluğunu, gençlik yıllarını ve yaşanmışlıklarını özler. İnsanın doğduğu memleketinin havası, kokusu bile bir başkadır. Elbistan’da doğmuş büyümüş, cahanda çimmiş havasını soluyup tozunu yutmuş. Sılayı rahim için memleketine gelmiş bu insanlar bir araya gelmişken elbette geçmişe özlem duyacak anılarını anlatacaktı. Ve öylede oldu bir nostalji fırtınası esti.

Yazımı bir hikâye ile bitirmek istiyorum:

Uzak diyarlardan birinde bir ülkede, yemyeşil tepelerin arasında bir vadi varmış ve bu vadide yaşayan bir bilge. Bu bilgenin ünü bütün ülkeye yayılmış bir de dükkânı varmış. İsmi de büyü dükkânıymış. İnsanlar bu dükkândan istedikleri her şeyi ama her şeyi satın alabileceklerini bilirlermiş, tabii ki bedelini ödedikten sonra.

Bir gün bir adam bu dükkânın kapısını çalmış, dükkândaki bilge kişiye demiş ki “ben elli beş yaşındayım, yani yolun yarısını geçeli epey oldu ve sonuna da yaklaştım galiba. Bu gerçeğe tahammülüm edemiyorum. Bugüne kadar ki hayatımı geri istiyorum. Bunu almak için gerekli servetim de var. Bu Mümkün mü?” Diye sormuş.

Bilge kişi ise ona “Elbette mümkün.” demiş. Sonra da demiş ki “Biliyorsun, dükkânımda her şey mevcut. Ancak tam olarak ne istediğini anlayabilmem için, bana geri istediğin hayatını anlatmanı rica edeceğim?”

Adam da ona ” geçmişte çok hatalarım oldu, çok pişmanlıklarım oldu, yılları boş yere heba ettim. Lütfen elli yılımı bana geri verin?” Demiş.

Bilge de ona “Yani, sen pişmanlık duyduğun hayatını yeniden yaşamak mı istiyorsun?” diye sormuş.

Adam da ona “Elbette hayır. Söylemek istediğim bu değil. Ben yalnızca kaybettiğim yıllarımı geri istiyorum.” demiş

Tamam demiş bilge. Bunun için senden istediğim sadece hafızan. Adam da “Anlaştık” demiş. Alın hafızamı. Ama biraz düşündükten sonra hafızasının karşılığında geçmiş yıllarını geri aldığında tekrar o dükkâna geleceğini fark etmiş.

Sonra bilge kişiye teşekkür etmiş ve şöyle demiş; “Buradan geçirdiğim yılları geri almak için gelmiştim. Ama hiçbir şey vermeden daha değerli bir şeyi alarak gidiyorum, yani gelecek yıllarımı.”

Aslında bu tam olarak tarak almak için insanın saçlarını vermesine benziyor.

Evet, sevgili dostum, bu hayatta hepimizin bir hikâyesi vardır ve oyunu doğru şekilde oynarsak hikâye inanılmaz tecrübelerle dolabilir.

Sorun ve çözüm yaşantımızda yıllardır vardır. Hayat devam ettiği sürece hep var olacaktır. Onlar var oldukça insanlar yeni buluşlara yelken açacak. Sorunlara çözüm buldukça, daha mutlu bir yaşam sağlayacaktır. Sorunlarınızın çözümsüz kalmaması dileğiyle…