Bu şiir, hayatı boyunca sabrın, fedakârlığın ve irfânın timsâli olmuş bir annenin ardından edilen duâ ve özlemi dile getirir. Yalnızca evlâtlarına değil, çevresine de ahlâk ve iyilik aşılayan bir annenin ardından söylenen bu mısralar; hem bir vefa borcunun ifâdesi hem de mahşere uzanan duâlı bir vedâdır.
DİLDE DUÂ, CANDA HÜZÜN!
Bak, bitti dünyanın derdi tasası,
Her şeyi kendine dert eden anam...
Bugün söyleniyor sözün kısası,
Her mevzûda fikir serd eden anam.
Hayırla ederim dilde yâdını,
Kızıma verirdim olsa adını.
Besleyip büyütüp üç evlâdını,
Ahlâklı, edepli fert eden anam.
Yıllar boyu gurbet eli dolaştın,
Yorgun düştün, nice derde bulaştın.
Dost diyerek iyilere yanaştın,
Kötüyü defterden tard eden anam.
Nasip oldu, gezip geldin Hicaz’ı,
Fakir fukarâyı ederdin râzı.
Sırası geldikçe yapıp îkâzı,
Câhili çevirip mert eden anam.
Amellerin sana arkadaş olsun,
Îmânın mahşere dek yoldaş olsun.
Var ise hakkımız helâl-i hoş olsun,
Her zaman helâli şart eden anam.
Bugün dilde duâ, canda hüzün var;
Hayallerde, hatıranla yüzün var.
Yedi torun, bir eş, üç de kızın var,
Hakkı’ya gurbeti yurt eden anam…