Sabah namazından evine dönerken İmâm-ı Şâfî’ye yaklaşan biri:

Efendi, derin düşünce içinde gidiyorsunuz gibi geliyor bana. Bir sıkıntınız mı var?” İmâm-ı Şâfî şöyle karşılık verir adama:

Evet, her sabah benden istenenleri düşünüyorum da dalgınlaşıyorum.” Adam merak eder ve:

Her sabah sizden istenenler mi var? Kimler sizden neleri istiyor ki?” İmam istenenleri şöyle sıralar ve:

Her sabah benden sekiz şeyin istendiğini tespit ettim.” der ve şöyle sıralar:

1 - Rabbim, benden farzlarını istiyor.

2 - Rasulullah benden sünnetlerini istiyor.

3 - Âilem benden helal nafakalarını istiyor.

4 - Îmanım ve aklım kendilerine uymamı istiyor.

5 - Nefsim ve şeytanım da onlara uymamı istiyor.

6 - Her an yanımda bulunan Kirâmen Kâtibin melekleri de benden sevap yazdırmamı istiyor.

7 - Yeni başladığım her sabah benden bir gün daha yaşlandığımı hatırlamamı istiyor...

8 – Hz. Azrâil de kendisine bir gün daha yaklaştığımı düşünmemi istiyor. Bunları sırasıyla sayan İmâm-ı Şâfî:

İşte, ben bütün bu isteklerin muhatabı olarak her sabah günlük hayatıma başlıyorum. Dalgın yürüyüşüm bundandır...” der. Bu defâ da soru sahibi düşünmeye başlar:

Ya imam, bunlar sadece sana mahsus sorular mı, yoksa bana da soruluyor mu bu sorular?” der. İmâm-ı Şâfî, tebessüm ederek:

Onu senin irfânın bilir. Ben kendime her sabah böyle soruların sorulduğunu tespit ettim, istersen sen de bir tefekkür et, belki sana da sorulan sorular olabilir.” der. Adam bir an dalar ve hemen arkasından da başını sallayarak cevap verir:

Evet ya imam, bu sorular sadece sana değil bana da hatta her sabah günlük hayatına başlayan herkese de sorulan sorulardır. Ama biz bunları düşünmüyorsak, bize de sorulmayışından değil bizim gafletimizdendir.”

Ne dersiniz dostlar? Bizlerden de her sabah böyle sekiz şey isteniyor mu? Sadece onlara değil de bizlere de şâmil sorular değil mi bunlar?

Yoksa boş ver mi?.. Meşhur tekerleme ile mi yaşamalıyız biz de hayatı?

Ayağını sıcak tut, başını serin; günlük hayatını yaşa, düşünme derin mi demek istiyoruz? Unutmalıyız ki hayatı düşünmeden tüketenlerin hepsi de derin pişmanlık içinde gitmişlerdir bu dünyadan! Ama faydası olmamıştır bu son pişmanlığın... Şâir der ki:

Âheste çek kürekleri, mehtâb uyanmasın,

Bir âlem-i hayâle dalan âb uyanmasın.

Selâm ve duâ ile…